Sizlere aldığım anda elimden düşürmeden bir solukta okuduğum kitaptan bahsetmek istiyorum.
BANA SENİ SEVİYORUM DEME HİSSETTİR.
Bu kitabı raflarda gördüğümde ismi içimde bir yerlere işledi. Ne kadar da güzel bir isim bulmuşlar. Bugünlerde seni seviyorum lafı ağızlarda öyle anlamsızca dolaşıyor ki sanki birine merhaba demek kadar kolay insanlar için. Çünkü sadece söylemekten ibaretler hissetmeden söylüyorlar.
Bu kitapta kendimi buldum.Her bölümünde hayatımdan bir parça buldum.Sevmek ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Bir insan ancak bu kadar güzel sevebilirdi.
Kadınlar hislerini yaşarken erkeklere göre acıyı da ,sevgiyi de biraz daha derinden yaşarlar.Bu kitapta ise aşkı bu kadar güzel anlatan bir erkek. Bu da beni yazarı MİRAÇ ÇAĞRI AKTAŞ'ı araştırmaya itti.Sevmeyi bu kadar güzel anlatan adam üstelik henüz çok genç ve aşkı bu kadar derinden hissetmesi hissettirmesi çok güzel.
Şöyle oturup biraz etrafı izlediğinizde ne ilişkilerin ne de insanların birbirlerine olan sevgisi sadece çıkar ilişkisi olarak gözüktüğünü görmektesiniz.Hani derler ya nerede o eski aşklar. Bu kitapta hiç eskimeyen askın tertemiz halini bulacaksınız ve inanın elinizden bırakmak istemeyeceksiniz.
Lafı çok uzatmak istemem kısaca bu kitap başucu kitaplarınızdan olabilir.
"Sevmekten daha önemli şeyler vardır. Hissettirmek gibi koklayarak öpmek gibi. Bazen sevilmekten çok varlığını hissetmek istersiniz. Varlığını hissedemediğiniz birini sevemezsiniz. Kadınlar sevildiğini duymaktan çok hissetmek ister. Sevdiği adamın sevgisini hisseden kadından daha güzeli yoktur. Sevdiği kadına sevgisini hissettiren erkeğin aşkına doyum olmaz. Ben bu kitapta kendimi sana hissettirmeye geldim. Ben sevdikçe hissettirdim, sen hissettikçe gittin. Oysa sen benim kalbimin kafası güzel haliydin. Ve o gün öyle bir gittin ki, ben o günden sonra kendimi hissetmedim. Ve o kalple seni sevdim..."
İyi Okumalar ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder